Mithat Yurdakul – Geçtiğimiz temmuz ayında Türkiye’nin aylık elektrik üretim ve tüketiminde rekor seviyelere ulaşılırken, elektrik talebinin yüzde 57’si yerli ve yenilenebilir kaynaklardan karşılandı. Güneş enerjisi kurulu gücünün toplam kurulu güç içindeki payı da yüzde 15,6’ya ulaşarak oransal anlamda rekor kırdı. Yenilenebilir enerji sektörünün temsilcileri, yeşil enerjinin yol haritasını Milliyet’e değerlendirdi.
Rüzgarda avantaj
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden, rüzgar enerjisi sektörünün otomotiv, beyaz eşya, tekstil gibi 20 milyar dolar üstü üretim ve ihracatı olan lokomotif sektörlerden biri olma yoluna girdiğini belirterek, Kovid-19 ve Rusya-Ukrayna şavaşının yarattığı risklerin Türkiye’yi Avrupa’nın rüzgar tedarik zinciri açısından önemli alternatiflerinden biri konumuna getirdiğini söyledi. Erden, “Son iki yılda bu alanda ilan edilen kapasiteler sayesinde biz Türkiye rüzgar sektörünün 2025’ten başlayarak 2026 ve 2027’de tekrar önemli rekorlara imza atmasını bekliyoruz. Şu anda rüzgarda 13 bin MW toplam kurulu güç seviyesindeyiz ama özellikle 19 bin MW’lık depolamalı rüzgar kapasitesi tahsisiyle bu rakamlar birkaç yıl içinde hızla ivme kazanacak” dedi. Türk rüzgar sanayisinin üretim, servis ve yetişmiş insan kaynağı açısından son derece iyi bir noktada olduğunu vurgulayan Erden, “Coğrafi konumun getirdiği avantajlar da eklenince Almanya ve İspanya gibi rüzgar enerjisinde zaten ileri noktalarda olan pazarlar da dahil olmak üzere 6 kıtada toplam 45 ülkeye ekipman ihracatı yapar durumdayız” ifadesini kullandı.
HES ve güneş işbirliği
Hidroelektrik Santrallari Sanayi İş İnsanları Derneği Başkanı Elvan Tuğsuz Güven ise 2024’ün ilk yarısında Türkiye’de toplam elektrik üretiminin yüzde 28’inin HES’lerden sağlandığına dikkat çekerek, “Bu oran, diğer tüm yenilenebilir enerji kaynaklarının toplamının katkısından fazla. Bu santraller, enerji üretiminde karbon ayak izinin sıfıra yakın olması, su depolama imkanları ile istikrarlı bir kaynak olarak ve dakikalar içinde yük alabilme ve devreye girebilme yetenekleri ve sulama, taşkın kontrolü ve rekreasyon gibi yan faydalar sağlamaları gibi birçok avantaja sahip” dedi. HES’lerin güneş enerjisi santralleriyle (GES) hibrit şekilde üretim kabiliyetlerini geliştirebileceğini vurgulayan Güven, “Ancak halihazırda HES ve barajlara, kurulu güçlerinin yüzde 15’i ile sınırlı kalacak şekilde hibrit GES kurmalarına izin verilmekte. Bu sınırın kaldırılması, HES ve barajların kurulu güçleri kadar sahalarına hibrit GES santrali kurmalarına izin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Üzerinde durduğumuz bir diğer konu iyi uygulamalar sayesinde kuraklık konusunda ülkemizi destekleyebilecek HES’lerin daha da verimli çalışmasını sağlayacak ‘Havza Yönetimi’ konusunun daha üst bir iradeyle ve kararlılıkla ele alınmasıdır” diye konuştu.
GÜYAD’dan ‘teşvik düzenlemesi’ uyarısı
GÜYAD Başkanı Cem Özkök, Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımlarının büyük ölçüde güneş enerjisi odaklı ilerlediğini, yüzde 8’lik güneş enerjisinin payının 2 yılda yüzde 13.5’e çıktığını belirterek, sektörü ilgilendiren ani değişikliklerin ise endişe yarattığını vurguladı.
Özkök, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 24-25 Ağustos hafta sonu yapılan ve güneş enerjisine dayalı elektrik üretimi yatırımlarında kullanılan bazı ekipmanların teşvik kapsamı dışında bırakılmasına yönelik düzenleme, sektörde büyük bir belirsizlik yaratmıştır. 2026’da uygulanması planlanan bir düzenlemenin aniden Resmi Gazete’de yayımı tarihine çekilmesi, sabah uyandığında bütün yatırım planlarını etkileyen bir kararla aniden karşılaşan sektördeki firmaların hazırlık yapmasına zaman tanımamıştır. Şok etkisi yaratan bu kararın sektördeki maliyetleri artıracağı ve yatırımların sayısını azaltacağından yüksek endişe duymaktayız. Teşviklerin uzun vadeli olarak planlanması ve sık sık değişmemesi gerekli. Bu tip yatırım kararlarını derinden etkileyecek düzenlemelerde karar alma süreçlerinde sektör temsilcileriyle yakın işbirliği yapmak, karar mekanizmalarında Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’ni de bulundurmak sektöre olan güveni artırmak için kritik öneme sahip” dedi.
Bir yanıt bırakın