Anadolu Efes’in oyuncusu Shane Larkin ve Fenerbahçeli Scottie Wilbekin, FIBA Olimpiyat Elemeleri oynayan A Milli Basketbol Takımı’na katılmamıştı.
Alınan bu karar sonrasında Türkiye Basketbol Federasyonu iki oyuncuya 5’er maç ceza ve 90’ar bin lira para cezası verdi.
30 yaşındaki basketbolcu Larkin, verilen ceza sonrasında sosyal medya hesaplarından konuya ilişkin açıklama yaptı.
Yıldız isim, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Bu yaz milli takımla ilgili yaşanan durum hakkında, milli takımdaki oyuncu arkadaşlarımın orada çok sıkı çalışıp elemeler için hazırlanmalarına saygımdan suskun kaldım, ancak şimdi bu sessizliğimi bozmam gerektiğini düşünüyorum. Yaşananların nasıl ele alındığını görmek gerçekten yürek parçalayıcı ve yaşanmış GERÇEKLERE dayanarak karakterime karşı yapılan bir saygısızlık olduğunu düşünüyorum.
“Benden isteneni tam olarak yaptım”
Gerçek şu ki; Milli takım, fiziksel olarak kötü bir durumda olduğumu ve eleme maçlarında oynamamın benim için riskli olacağını bildiği halde, beni kampa gelip takıma katılmam için davet etti. O dönemde ABD’de, sakatlık dolu bir sezonun ardından bedenimi toparlamaya ve yeni sezon için hazırlanmaya çalışıyordum. Milli takım yine de kampa gelip dizlerimden MR çektirmem ve doğru bir teşhis alabilmem için beni davet etti. Miami’den İstanbul’a uçtum ve MR çektirdim. Sonuçlar olumsuz geldi ve milli takım doktoru bana kötü durumda olduğumu ve kendimi zorlarsam kısa ve uzun vadede dizime ciddi zarar riskiyle karşı karşıya kalacağımı söyledi. Kelimesi kelimesine bana “eğer kendini zorlar ve dizinin iyileşmesi için zaman tanımazsan, aylarca sahalardan uzak kalmana sebep olacak bir ameliyat olman gerekebilir” denildi. Dizlerime yüklenmemem ve alt vücut çalışmamam gerektiği konusunda bilgilendirildim. Ardından iyileşmeme yardımcı olması için farklı ilaçlarla tedaviye başladım ve bir hafta sonra başka bir MR çekilmem istendi. Benden isteneni tam olarak yaptım ve ikinci MR’ı çektirdiğimde kemikte iyileşme görülmüştü ama maçlarda oynayabilecek seviyede değildi ve hala riskliydi.
“Sakatlıklar basketbolun bir parçasıdır”
Sakatlıklar basketbolun bir parçasıdır ve bazıları kaçınılmazdır. Bu talihsiz bir durum ama her zaman risk vardır. Takım arkadaşlarımdan Doğuş Özdemiroğlu bir ACL yırtılması ve Türkiye’ye yeni transfer olan Raul Neto da patella yırtılması yaşadı. Turnuvaya başlamadan önce sağlık durumlarının ne olduğundan emin değilim, ancak bu iki oyuncu da sezonun büyük bir kısmını kaçıracak ve böyle sakatlıkları görmek herkesi üzer. İkisine de iyileşme yolunda en iyi dileklerimi sunuyorum ve en yakın zamanda sahalarda görmeyi umuyorum. Bunu şu an dizimin %70 oranında olduğu ve sahada olmamın benim için onlardan çok daha yüksek bir risk taşıdığı için söylüyorum.
“Milli takıma yardımcı olamamış olmam canımı acıtıyor”
Geçen yıl milli takım için oynarken elimde 2 bağ yırtılması yaşadım ve bana bu durumda oynamaya devam edebileceğim söylendi. Bu sakatlıkla 3 maç daha oynadım ve son maçın sonunda şut attığım sağ elimdeki 2 parmağımı hareket ettiremiyordum ve elime top geldiğinde hissetmiyordum çünkü elim uyuşuyordu. Yine de takım için orada olabilmek adına elimden gelen her şeyi yaptım; enjeksiyonlar, haplar, tedaviler… Artık verecek hiçbir şeyim kalmamıştı, sağ elim olmadan ve %50 performansla oynamak takıma daha çok zarar verecekti, bu yüzden ameliyat olmaya karar verdim. Sonra Efes ile 4 ayı kaçırdım ve hepimizin tanık olduğu gibi kötü bir sezon geçirdik.
Bu yaz benim milli takımda oynadığımı görmek isteyen tüm taraftarlardan özür dilerim. Milli takıma yardımcı olamamış olmam gerçekten canımı acıtıyor.
“Türkiye’ye olan sevgim basketbolun çok ötesinde”
Milli takımın bir parçası olabilme imkanı için her zaman minnettar oldum. Ve federasyon içindeki farklı kişilerle Milli Takım’ın geleceği hakkında ve ne kadar iyi olabileceğimiz hakkında birçok konuşmam oldu. Şimdi bana böyle davranıldığını görmek gerçekten yürek parçalayıcı. Bana söylenen her şeyi yaptım, sadece %70 bir dizle sağlığımı riske atarak oynamadım. Bu ülkenin hayatıma için ifade ettiklerinden dolayı gerçekten minnettarım. Burası benim için ikinci bir ev gibi ve şu an bu durumda nasıl olduğumuzu gerçekten anlayamıyorum ama sanırım işler böyle işliyor. Türkiye’yi seviyorum ve her zaman seveceğim. Bu durumun nasıl sonuçlandığına bakmaksızın ben bu ülke ve bu ülkenin insanları için elimden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğim. Bu noktada Türkiye’ye olan sevgim basketbolun çok ötesinde. Hiçbir men ya da para cezası bunu değiştiremez. Kalbim burada, bu ülkenin insanlarıyla ve size SÖZ veriyorum bunu göreceksiniz.
Bir yanıt bırakın