Gittiğin yağmurla gel

Geçtiğimiz Çarşamba günü İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Downing Street, no:10’daki başbakanlık konutu önüne çıktı ve açıklama yapmak için kürsüye yanaştı. Sözlerine son beş senenin, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en zor dönem olduğunu söyleyerek başladı. Pandemiden, Ukrayna’daki savaştan bahsederek devam etti ve tüm zorluklara rağmen İngiltere ekonomisinin Fransa, Almanya ve ABD’den daha hızlı büyümeye başladığını belirtti. Ekonomiyi düzeltmek için geldiğini ve bunda da başarılı olduğunu ifade eden Sunak, konuşmasına devam ederken yavaş yavaş yağmur çiselemeye başladı. Enflasyonun normale döndüğünü söylediği sırada yağmur şiddetini arttırdı, ana muhalefetteki İşçi Partisi’ni çözüm planı olmamakla ve omurgasızlıkla suçladığı anlarda yağmur iyice sağanağa dönüştü. Başbakan İngiltere’nin 4 Temmuz’da erken seçime gideceğini açıklayıp içeri girerken sırılsıklam bir haldeydi.

İngiliz basını doğanın Sunak’a bu oyununu ti’ye almaktan geri kalmadı. Başbakan’ın görev süresi boyunca boğulduğunu ve gidişinin de yağmurla olmasının anlamlı olduğunu yazdı gazeteler. Başbakan konuşma yaptığı sırada İşçi Partisi’nin 1997 senesindeki marşı “Things Can Only Get Better” protestocular tarafından çalınıyordu ve yağmura ek olarak Sunak’ın sözlerini boğan bir başka etken de oydu.

Brexit ve sonrası

İngiltere 14 yıldır Muhafazakar Parti tarafından yönetiliyor. 2010 seçimlerinde Tony Blair’den sonra iktidardaki İşçi Partisi’nin başına geçen Gordon Brown yenilgiye uğramış ve yeni başbakan Muhafazakar Parti lideri David Cameron olmuştu. 2015’deki seçimlerde Muhafazakar Parti oy oranını arttırarak tek başına iktidar oldu. Cameron seçim öncesi AB’den çıkmak ya da çıkmamak için bir referandum yapılacağı vaadi vermişti. Nasılsa halk AB’den çıkma yönünde oy vermez ve aşırı sağ ile göçmen karşıtı kesimin gazı alınmış olur diye oynanan bu büyük kumar ters tepti ve İngiltere ‘kazara’ AB’den çıktı.

İşte tüm sorunlar da bundan sonra başladı. Bu boşanma sanıldığı kadar kolay olmadı; epey sancılı bir ayrılma süreci yaşandı. Kuzey İrlanda sorununun tekrar kaşınmasından tutun da Avrupa’nın finans merkezi olan Londra’nın bu özelliğini kaybetmesine kadar ekonomik, sosyal, ve hukuki pek çok problem oluştu. Bu boşanmanın anlaşmalı yumuşak mı yoksa çekişmeli sert mi olacağı hususunda İngiltere Parlamentosu çetin tartışmalara sahne oldu.

Nihayetinde 31 Ocak 2020’de İngiltere resmen AB’den ayrıldı. Ancak 2016’dan bu yana 8 senede tam 4 farklı başbakan gördü. Bu İngiltere için alışıldık bir durum değil. Cameron referandum sonrası istifa etti, yerine Theresa May geldi. May AB ile zor bir müzakere süreci geçirdi ve başbakanlık koltuğunu Boris Johnson’a bıraktı. Johnson pandemi skandalları sonrası istifa etti ve yerine Liz Truss geldi. Truss çok kısa süren dönemi sonrası koltuğu şu anki başbakan Rishi Sunak’a devretti.

İşçi Partisi ve Keir Starmer

Anketlere bakılırsa öyle görülüyor ki Sunak’da bu Temmuz ayında başbakanlık konutundan taşınıyor olacak ve no:10’nun yeni sakini İşçi Partisi lideri Keir Starmer olacak. Starmer İşçi Partisi liderliğini solcu Jeremy Corbyn’den devralmıştı. Partiyi merkeze çeken ve Tony Blair’in çizgisine geri dönmeye çalışan yeni lider, ne şiş yansın ne kebap stratejisi gütmekle suçlanıyor. Buna rağmen halk, 14 yıllık Muhafazakar Parti iktidarında yaşanan heyecan dolu günler yerine, sakinliği ve normalleşmeyi tercih edecek gibi gözüküyor. Bazen kırmızı çizgilerin çok belirgin olmaması insanlara daha çok huzur verici olabiliyor. Ancak işler kötü giderse bu sefer İngiliz halkı Sunak’ın arkasından gittiğin yağmurla gel der mi zaman gösterecek.

Kısa Kısa

– İngiltere’den devam edelim. Avam Kamarası Eğitim Komisyonu’ndaki milletvekilleri 16 yaşından küçük çocuklara akıllı telefonun yasaklanması hakkında bir rapor yayınladılar. Rapor, sosyal medya hesabı açılabilmesinin de ancak 16 yaşından sonra mümkün olması gerektiği yönünde. ‘Age of digital consent’ (Dijital rıza yaşı) kavramını bundan sonra daha çok duyacağız gibi zira gerçekten de sosyal medya ve akıllı telefonlar çocuk gelişiminde zararlı olabiliyor. Yasaklamak çözüm mü o tartışılır elbet.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*