MÜJDE IŞIL- Sinemamızda kendine fazla yer bulamayan distopik tema, geçtiğimiz yıllarda İstanbul’da özel bir festivale dönüştü. Bu sene üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Distopya Film Festivali emin adımlarla yoluna devam ediyor. Kültür Bakanlığı’nın katkıları ve BKM Mutfak iş birliğiyle gerçekleştirilen festivalin direktörlüğünü Hatice Aşkın üstleniyor. Kendisi distopya türündeki beş kısa filmin ardından, Eurimages’dan ve Kültür Bakanlığı’ndan destek kazanan “Adresi Olmayan Ev” adlı yine distopya türündeki uzun metraj filminin Atina’daki kurgu çalışmalarına devam ediyor şu sıralar. Biz de bu süreçte Aşkın ile festival üzerine söyleştik.
*Üç sene önce hangi hedeflerle yola çıkmıştınız ve bu hedeflere ulaşıp fark yaratan bir festival kimliği oluştu mu?
Distopya, bireysel çalışma alanım olarak çok sevdiğim ve yıllardır yönetmenliğini yaptığım bir tür. Uluslararası Distopya Film Festivali’yle birlikte distopya üzerine bireysel mücadelem tüzel kişi olarak daha güçlü bir forma dönüştü. Festival fikri ülke sinemamızda tür eşitliği sağlamak, distopyayı görünür kılmak ve distopik film üretimini artırmak hedefleriyle ortaya çıktı. Bu yıl Uluslararası Kısa Film Yarışması’na ek olarak ilk kez Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması gerçekleştiriyoruz. Tür filmleri niş bir alan ve tür filmleri üzerine çok az sayıda film festivali mevcut. Festival kimliğimizi oluştururken bizim için en önemli şey, yaratıcı ve yenilikçi bir vizyonla Uluslararası Distopya Film Festivali’ni hayata geçirmekti. Festival, distopya üzerine gerçekleşen özel bir festival olarak her geçen yıl daha da büyümeye ve kendi kitlesini oluşturmaya devam ediyor.
*Filmleri seçerken öncelikleriniz neler?
Filmleri seçerken en önemli kriterimiz distopyanın sınırları içerisinde yer alan güncel ve güçlü filmleri festival programına dahil etmek. Bu yıl Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması ve Uluslararası Kısa Film Yarışması olarak iki ayrı kategoride yarışma gerçekleştiriyoruz. Sektör profesyonellerinden oluşan ön jürilerimiz, festivale başvuran filmler arasından 2022 ve 2023 yapımı olan; kurulan atmosfer, yaratılan dünya, filmin orijinal senaryosu ve prodüksiyon tasarımıyla türü en iyi yansıtan 15 filmi finalist olarak seçtiler.
*Kısa filmlerde biraz daha fazla karşımıza çıksa da distopik tema, sinemamızda kendine yer bulabilen bir alan değil. Bunun nedenleri ne olabilir?
Ülke sinemamızda distopik film üretiminin oldukça az olmasının sosyolojik, ekonomik ve teknolojik olmak üzere pek çok alanla ilintili olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin içinde bulunduğu koşullar toplumsal gerçekçi filmlerin üretimini ön plana çıkarmakta. Seyirci faktörü, salon faktörü ve geleneksel bir yaklaşımla üretim, filmleri belli bir tür üzerinde yoğunlaştırıyor. Ülke sinemamız içerisinde tür zenginliğine ihtiyaç duyduğumuz bu noktada farklı türleri besleyecek bir yaklaşıma ihtiyacımız var.
*Bir yandan da bu sene festivale rekor sayıda başvuru gerçekleşmiş. Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Festivale bu yıl uluslararası uzun metraj film ve uluslararası kısa film yarışması için 1872 film başvurdu. Bu ilgiyi en başta festivalin üçüncü yılıyla birlikte etki alanını daha da arttırmasına ve güçlenmesine bağlıyorum. Tür film festivallerinin azlığı göz önüne alındığı zaman, distopya türünde filmler üreten yönetmen ve yapımcılar için tematik bir festival oluşu da başvuru sayısının rekor seviyede olmasında önemli bir etken.
AKM Yeşilçam Sineması’ndaki filmler ücretsiz
*Festival programından sinemaseverlere hangi filmleri tavsiye edersiniz?
75.Cannes Film Festivali’nde Altın Kamera Ödülü’nü kazanan “Plan 75” ve yine aynı yıl Cannes’da yarışan “Vesper” filmlerini mutlaka programlarına eklemeliler. Festival kapsamında 1-4 Haziran tarihlerinde AKM Yeşilçam Sineması’nda gösterilecek tüm filmler ücretsiz.
Jüriler ve ödüller
Festival bu yıl Onur Ödülü’nü oyuncu Zerrin Tekindor’a, Distopyada Uluslararası Yükselen Değer Ödülü’nü yönetmen Norbert Pfaffenbichler’a takdim ediyor. Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri başkanlığını yönetmen Reis Çelik üstlenirken jüri üyeleri oyuncu Vildan Atasever ile Hatice Aslan, görüntü yönetmeni Barış Aygen ve sinema yazarı Fırat Sayıcı’dan oluşuyor. Uluslararası Kısa Film Yarışması’nın ana jürisinde ise yönetmen Kıvanç Sezer, oyuncu Selin Yeninci ile Umut Karadağ, müzisyen Saki Çimen ve akademisyen Nilay Ulusoy yer almakta.
Bir yanıt bırakın