ÇİĞDEM YILMAZ- İstanbul Arnavutköy’de 5.5 yaşındaki B.K., sevdiği film karakteri Örümcek Adam’a özenerek 5’inci kattan atladı. Toprak zemine düşen B.K., olayı hafif ezik ve sıyrıklarla atlattı. Benzer olaylar daha önce de yaşanmıştı. 4 yaşındaki Ferhat Ağırbaş da yıllar önce “Ben Pikachu’yum” diyerek 7. kattan camdan atlamış ve şans eseri hayatta kalmıştı. “Ben de ‘x’ karakter gibi ölümsüzüm. Bu bıçağı kendime saplasam bana bir şey olmaz” diyerek, mutfaktan ellerine geçirdikleri bir bıçağı karınlarına saplamaya çalışan çocuklar da olmuştu. Bu tip durumlara karşı aileleri uyaran uzmanlar, nelere dikkat edilmesi gerektiğini Milliyet’e anlattı.
‘AYIRT EDEMİYORLAR’
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Ümit Işık, birey olma yolunda ilerleyen çocukların okul öncesi dönemde her şeyi yeni keşfetmeye başladığını, dünyayı anne ve babasından çok daha farklı gördüğünü belirterek, şunları dedi:
“Çocuğun en önemli özelliklerinden biri gerçek ile hayali, rüya ya da kurguyu ayırt edememesi. Okul öncesi 3-6 yaş arası dönem animizm (canlandırmacılık) ve yapaycılıktır(artifikalizm). Animizim, oyuncaklar gibi cansız nesnelerin insanlar gibi duygu ve düşüncelere sahip olduğu anlayışını taşımaktadır. Hayali arkadaşlar, hayali oyunlar, rüyaları gerçek sanma gibi davranışlar ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda çocuklar bu dönemde televizyon ya da dijital içeriklerdeki görüntünün gerçek yaşam olabileceğini düşünebilir. Araştırmalar, çocukların izledikleri çizgi filmlerdeki karakterlerle özdeşim kurduğunu gösteriyor. Çocuklar, sevdikleri, model aldıkları karakterler ile özdeşleşip kendi dünyalarında o karaktere benzemeye çalışabilir. Gördükleri ve izledikleri yayınlarda geçen olayların gerçek olduğuna inanırlar ve kurgu olduğunu düşünemezler. Bu durum onların çizgi film kahramanlarının yaptığı hareketleri taklit etmelerine neden olabilir. Bu nedenle ekran süresi, çocuğun yaşı ve gelişim düzeyine uygun olmalıdır. İzlediği programlar çizgi filmler hakkında çocukla konuşmak, açıklamalar yapmak gerekir.”
‘SÜRE KISA TUTULMALI’
Çocuk ve Genç Psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri de 7 yaş ve öncesi çocukların çizgi filmlerdeki birçok şeyi gerçek dünya ile karıştırabildiğini söyledi. Çeri, “İzlediği içerikte uçan karakter görünce kendisinin de uçabileceğini düşünebilir. Gerçek ile yapay dünyayı o yaşlarda ayrıt etmesi söz konusu değil. Bu çocukların neler izlediğini kontrol etmek gerekiyor ya da çocuklarla izlemek gerekiyor. Bir de bu tür içerikleri çocuklara çok fazla izletmemek lazım. Yarım saat 1 saat izlediğinde etkilenme oranı yüzde 5 ise bunu 5-6 saat yaptığınızda yüzde 70-80’e çıkar. Gerçek dünyanın orası olduğu algısına kapılır. Bu yüzden izleme süresi de önemli” dedi.
ÖNCE ANNE BABA İZLEMELİ
Uzman Klinik Psikolog Deniz Oğur, çocuklar için hazırlanan içeriklerin onların davranış dinamiklerini çok fazla etkilediğini gözlemlediklerini söyledi. Çocukların süper kahraman ya da sevdikleri diğer karakterlerin güçlerine hayran kaldıkları belirten Oğur, “Çocuklarda, kendini çizgi film kahramanı zannetme, o kahraman gibi konuşma veya davranma davranışları görebiliyoruz. Ebeveynlerin uyanık olması ve çocuğun nereden nasıl bir uyaran aldığını takip etmesi oldukça önemli. Çocuklardan önce ebeveynler bu içerikleri kendileri izlemedi. değerlendirmeli” diye konuştu.
DİJİTAL OYUNLARDA DA RİSK BÜYÜK
MİNE ÖZDEMİR GÜNELİ- Son zamanlarda dijital oyunlarda cinsiyetsiz karakterler, hamile örümcek adamlar, şiddete ve ölüme yönlendiren sahneler gibi birçok sakıncalı içerik dikkat çekiyor. Ailelerin de en büyük sorunu olan konuyla ilgili Klinik Psikolog Gözde Avşar’dan görüş aldık.
PSİKOLOJİLERİNİ ETKİLİYOR
*Dijital oyunlardaki karakterlerin bazılarının cinsel içerik haline getirildiğini görüyoruz. Bu çocukları nasıl etkiler?
Çocuklar 3-6 yaş arasında cinsel kimliklerini fark etmeye başlar. Cinsiyetin ve cinsiyet rollerinin öğrenildiği bu yaşlarda çocukların net ve anlaşılır bilgilere ihtiyacı vardır. Çünkü soyut düşünce henüz gelişmemiştir ve bu dönemde çocuklar ancak somut bilgileri algılayabilirler. Cinselliğe merak ise 6 yaşından sonra oluşmaya başlar. Çocuğa net ve merak ettiği kadar bilgiyi vermek önemli. Çocuğun yaş dönemine uygun olmayan içeriklere maruz kalması psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Cinsellik ve cinsiyetle ilgili zamanından önce edinilen ya da kafa karıştırıcı bilgiler, ileri yaşlarda çocukların duygusal ve fiziksel birlikteliklerinde problem yaşamalarına sebep olabilir.
*Çocukların gelişiminde etkileri neler?
Dijital oyunlar çocukların aktif, deneysel ve probleme dayalı öğrenme, bağımsız ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmesi açısından çok faydalı. Oyunda ilerleyebilmek için stratejiler geliştirmek, daha önce öğrenilen bilgiyi kullanmak gerekir. Yönetsel kontrol, planlama ve hatırlatma alanında çocukları geliştirir. Odaklanma, el-göz koordinasyonu alanında da çocukların gelişimine katkıda bulunur. Oyun oynama süresi, ulaşılan ve maruz kalınan içerikler kontrolümüzün dışına çıktığında amaca hizmet etmeyi bırakmış demektir. Bir diğer dezavantaj da diğer etkinliklere olan ilginin azalmasıdır. Dijitaldeki renkli, hızlı ve bol seçenekli dünya, çocukların gerçek yaşamdaki hızı ve içerikleri yeterli bulamaması gibi bir sonuç doğurabilir. Bunun çok fazla artması da ders başarısının azalması ve daha ileri vadede hiperaktiviteye kadar varan sonuçlar doğurabilir. O yüzden süre kısıtı çok önemli.
ANNE VE BABALAR TAKİPTE OLMALI
*Aileler bu durumda kontrolü nasıl sağlamalılar?
Çocukların abone oldukları tüm kanallara ebeveynler de abone olmalı ve içerikleri muhakkak takip etmeliler. Çocukların belli bir yaşa kadar ekrana tek başlarına maruz kalmamaları en sağlıklı çözüm olacaktır. Cinsellik hakkındaki sorularını geçiştirmek, çocuğun bir daha bu konuyu bizimle konuşmamasına sebep olur. Bu soruları size sorabileceğini bilirse, kafasını karıştıran bir şeyle karşılaştığında sizinle paylaşacaktır. Riskli bir durum olursa haberiniz olur ve doğrusunu anlatabilirsiniz. Eğer çocuğunuzda bir anda ciddi bir davranış değişikliği gözlemliyorsanız bir uzmandan destek almalısınız.
Bir yanıt bırakın