Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından arama kurtarma çalışmaları için bölgeye giden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri, bugün kente döndü.
14 gündür yol gözleyen aileler ve itfaiyeciler, duygu dolu anlar yaşadı.
Çiçeklerle karşılama
Deprem bölgelerinde tam 82 kişiyi enkazdan canlı çıkaran ekip, son olarak 209’uncu saatte 11 yaşında iki çocuğu kurtarmıştı.
Ekipler, depremin sembolü olan 63 yaşındaki Hafsa Teyze ve itfaiye erinin elini sıkan 2 aylık bebek gibi birçok kurtarmaya da imza atmıştı.
13 günlük canhıraş çalışmalarını tamamlayan ekipler, çiçeklerle karşılandı.
Yüreklerin ısındığı anlar
İtfaiye erlerinin çocuklarına ve ailelerine kavuştukları anlar yürekleri ısıttı.
Kahramanların geliş anı dron ile havadan da görüntülendi.
Yaşadıklarını anlatan İtfaiye Daire Başkanı Ömer İslamoğlu, şunları söyledi:
“1 saat sonra ekiplerimiz yola çıktı”
“Biz 82 alemi kurtarmış gibiyiz”
Ben, o enkazlar altında canlarını hiçe sayarak yıkılmış, cesaret edilmeyecek yerlere giren arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum. Allah onların emeklerinden razı olsun. Adıyaman’da 15, Kahramanmaraş’ta 22 canı kurtardık. Defne ve Antakya’da 45 cana el uzattık. Bir insanı kurtarmak bir alemi kurtarmak gibidir, biz 82 alemi kurtarmış gibi sevinçliyiz. Fakat elbette ki hüzünlüyüz.
“Allah bizi başka belalarla sınamasın”
Kocaeli’nin 17 Ağustos 1999 depremini yaşadığına dikkat çeken itfaiye amirlerinden Ali Özdemir de şunları söyledi:
Onları en iyi biz anladığımız için tam takım olarak oradaydık. Yaklaşık 108 kişi görev aldık bölgede. 82 cana umut olduk. 14 gün sonra da çok şükür memleketimize döndük. Duygulandık, hem ailelerimiz burada, hem bizi sevenler burada, Kocaeli halkı burada. Büyük bir aileyiz, Allah bizi daha başka kazalarla, belalarla sınamasın. Beni en çok etkileyen olay, 20 günlük bebeği çıkarmamız, 7 aylık bebeği çıkarmamızdı. Küçük bebekleri çıkardık, bizi en çok etkileyen olaylar bunlardı.
Bir sürü cana dokundular
Deprem gecesi nöbetçi olduklarını ve bir fabrika yangınına müdahale ettiklerini belirten itfaiye eri Elçin Güçlü ise şunları aktardı:
O gece nöbetçiydik ve deprem olduktan sonra direkt buradan gittik. Fabrika yangınındaydık ve oradan geri çekilip deprem bölgesine geçtik. Önce Kahramanmaraş’a, sonrasında da Hatay’a geçtik. Antakya ve Defne’de çalıştık, bir sürü cana dokunduk. Çok değişik duygular yaşadık. En çok bizi etkileyen olaylar bebekler ve çocuklar oldu.
“El ele tutuşma anımızı hiç unutamıyorum”
11 yaşlarında 2 tane kardeşimiz vardı, yaklaşık 190’ıncı saatlerde çıkardık. Onlardan da çok etkilendim. Sesini duyuyorum, ulaşacağım ama ulaşamayacağım gibiydi. Işığı tuttuğumda ışığı gördüğünü söyledi. Sonra daha hızlı çalışmaya başladık. ‘Ağabey bana bir ışık verir misin’ dedi ve ona fenerimi uzattım. El ele tutuşma anımızı hiç unutamıyorum. Sanki hala elini tutuyormuşum gibi geliyor. Hem ilerleyip hem de onunla konuşuyorduk. Kardeşinin de yanında olduğunu söyledi.
“Allah devletimize zeval vermesin”
İki kardeşi de oradan sağ salim çıkarttık. Hala rüyalarıma giriyor ve etkileniyorum bu olaydan. En son 209’uncu saatte iki tane daha canlı aldık. 7 kişilik bir aile, 3 kişi bir odada yatıyordu. Karı koca ve 7 aylık bebekleri vardı. Kadının kucağında bebek vefat etmişti. Önce eşini aldık, sonra kendisini aldık. 209’uncu saatte yaklaşık 6 saatlik çalışmayla çıkardık. Daha sonra ailenin geri kalanının cenazelerini çıkarmaya başladık. Gerçekten çok büyük bir felaket, söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum. Allah, devletimize zeval vermesin.
Bir yanıt bırakın