Cemal Süreya gideli 33 yıl oldu: Bütün duygulara tercüman

Türk şiirinin en sevilen isimlerinden Cemal Süreya, hayata veda edeli tam 33 yıl oldu. Geçen her gün şiirleri daha çok konuşuldu, daha çok hatırlandı. Şiir kitapları yeniden basılıyor, yazıları yeniden yayımlanıyor. Sosyal medya kanallarında dahi Cemal Süreya anısına açılan hesaplar adeta her güne bir Cemal Süreya dizesi not düşüyor.

Sevenleri, dostları, ailesi Cemal Süreya’nın edebiyattaki yerine ve mirasına sahip çıkıyor. Şair, vefatının 33. yıl dönümünde İstanbul’da düzenlenecek etkinliklerle anılıyor. Etkinliklerin ilki bugün Maltepe’de düzenleniyor. Maltepe Belediyesi, her yıl farklı programlarla andığı Cemal Süreya için özel bir buluşmaya imza atacak. Geçtiğimiz yıl Altayçeşme Mahallesi’ne Cemal Süreya Parkı’nı kazandıran Maltepe Belediyesi, usta şairi “Cemal Süreya Anması” adlı programla anacak. Program bu akşam saat 20.00’de Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Moderatörlüğünü şair Haydar Ergülen’in üstleneceği etkinliğe ressam ve şair Engin Turgut ile yazar Nilay Özer katılacak. Programda şiirlerinin yanı sıra denemeler, tenkit yazıları, şiir ve düz yazı tercümeleri, çocuk kitabı, günce ve derlemeleri bulunan Cemal Süreya, şiirleri, hayatı ve sanatıyla anılacak. Etkinlik ücretsiz.

Cemal Süreya eserleri ile Türk Edebiyatına damgasını vurmuş, birçok şairi etkilemiş ve kıymeti her gün daha fazla artan, daha fazla bilinen unutulmaz bir şair. İkinci Yeni’nin öncülerinden, “Üvercinka” ile modern şiirin ifadesine yeni bir soluk getiren Cemal Süreya 1931 yılında Cemalettin Seber adıyla Erzincan’da dünyaya geldi. Süreya, şiire çocuk yaşlarda ilgi duymaya başladı. İlk şiir denemelerini ortaokulda eskizlerle, lisede aruzla yapsa da asıl şiir çalışmaları üniversite yıllarında başladı. Ortaokulun ikinci yılında Dostoyevski’nin eserleri ile tanışan Süreya, “Karamazov Kardeşler” romanının üzerindeki etkisini vurgulamak için “Aslında ikinci bir doğum tarihim de var ben: 1943. Dostoyevski’yi okudum, ondan sonra hiç huzur kalmadı bende. Beni edebiyata, şiire iten şeylerde tuhaf bir şekilde en çok bir romancının, Dostoyevski’nin etkisini buluyorum” demişti.

”Şarkısı Beyaz”

1953’te siyasal bilgiler fakültesinin okul dergisi “Mülkiye”de çıkan “Şarkısı Beyaz”, şairin yayınlanan ilk şiiri oldu. Şiirlerindeki ironiyi ortaya koyan “Gül” şiiri Yeditepe dergisinde yayınlandığında 23 yaşındaydı. “Üvercinka”(1958), “Göçebe”(1965), “Beni Öp Sonra Doğur Beni”(1973), “Uçurumda Açan”(1984), “Güz Bitigi”(1988) ve “Sevda Sözleri”(1990) adlı şiir kitaplarıyla Türk şiirinin en sevilen şairlerinden oldu. Şiirlerinin yanı sıra deneme, eleştiri, günlük ve antoloji türlerinde de yazılar kaleme aldı. Neredeyse bütün duyguların tercümanı olan şairin eserlerinde aşk, kadın, yalnızlık, ölüm temaları öne çıktı. Şiiri aynı zamanda politikti de… Fransızcadan 40’a yakın kitabı Türkçeye çevirdi. “Onüç Günün Mektupları”(1990) dışında hiçbir yazısı veya şiiri, dergi ve gazetede yayımlanmadan kitaba dönüşmedi. Cemal Süreya Papirüs dergisini çıkarmış ve bu dergide edebî görüşlerini açıklamasının yanı sıra dergiyi bir aydın olarak fikirlerini ortaya koymak için araç olarak kullanmıştı. 

İlk kitabı “Üvercinka” ile 1958’de Yeditepe Şiir Ödülü’nü Arif Damar’la paylaşan Süreya, ikinci kitabı “Göçebe”yle Türk Dil Kurumu 1966 Edebiyat Ödülü’nü, “Sıcak Nal” ve “Güz Bitigi” kitaplarıyla 1988’de Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazandı. Yazdığı şiirlerle modern Türk şiirinin ustalarından biri olan, yaklaşık 40 kitabı Fransızcadan Türkçeye çeviren ve dört kez evlenen Süreya, 9 Ocak 1990 tarihinde hayata gözlerini yumdu.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*