Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Gazi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Mühendisliği mezunu olan Dilara Begüm Maraş, küçük yaşlardan itibaren ailesiyle hem tatil hem de kültürel gezi için şehir dışı ve yurtdışı seyahatlerine çıkıyordu. Bu sebeple de içinde her zaman yeni kültürler ve lezzetler keşfetme tutkusu vardı. Bu tutku zaman içinde daha da büyüdü ve tutkusundan peşinden gitmeye niyetliydi. Arkadaşları ve ailesi, bir yere gidecekleri zaman arayıp “Nereye gidelim, ne yiyelim?” gibi soruları Dilara’ya sormaya başladılar. Sosyal medyada influencer kavramının ortaya çıktığı ilk zamanlar çevresinden “Tam senlik, sen de yapsana” sözlerini çok duymaya başlayan Dilara, yaklaşık 2 sene önce kendine bir hesap açtı. Başta Ankara olmak üzere gördüğü yeni yerler ve taddığı lezzetleri paylaşmaya başladı. İçerikleri insanların hoşuna gittikçe daha çok paylaşmaya devam etti.
‘HAYALLERİMİ YAŞAMAYA NE ZAMAN FIRSAT BULACAĞIMI DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM’
Şu an dünyayı gezse de Dilara Begüm’ün hayatı gezmek ve gördüğü yerleri paylaşmaktan ibaret değildi. Savunma sanayinde masa başı işinde çalışırken gezme tutkusunu bastırmak zorunda kalıyordu. O günleri “Çünkü iş yerim çok uzaktı ve eve gelmem akşam geç saatleri buluyordu. Hafta sonları dinlenmeye vakit bulamıyordum. Özel sektörde izin almak inanılmaz derecede zordu. Her şeyin üzerime geldiği bir dönem oldu, ‘Ben ne yapıyorum, benim hayatım sabah 7 akşam 7, bu şekilde mi gidecek, hayallerimi ne zaman yaşamaya fırsat bulacağım?” gibi sorular aklımı kurcalamaya başladı. Zincirlerimi kıramıyordum” diyerek ifade eden Dilara, ani bir karar verdi. Memur bir anne babanın çocuğuydu, haliyle ebeveynlerinin beklentisi de Dilara’nın düzenli bir hayat sahip olmasıydı. Bu sebeple ailesine sigortalı işinden ayrılıp dünyayı gezmeyi istediğini nasıl söyleyebileceğini düşündü. Ailesinin önceliğinin her zaman kendisinin mutluluğu olduğunu ifade eden Dilara Begüm Maraş, şu ifadeleri kullandı:
“Her ne kadar başta anne babamın içine sinmese de hep arkamda durdular. Özellikle annemin manevi desteği olmasa, benim için de bu kadar kolay olmazdı diye düşünüyorum. Kurumsal bir iş yerinden istifa ettikten sonra, bir senedir içerikler paylaştığım sayfam hızla büyüdü. Tabii aynı zamanda hayallerimi yaşamaya başladığım çok güzel bir dönem başladı benim için.”
“Şimdi benim gibi, Dünyayı gezmek isteyen yeni kültürler görmek yeni tatlar denemek isteyen hatta tek başına seyahate çıkmaktan korkan herkese ilham olmaya çalışıyorum“ diyen Dilara, “Çok büyük paralar harcamadan da seyahat edilebileceğini insanlara göstermek istiyorum. Takipçilerimden aldığım geri dönüşler ile bunu başardığımı görebilmek de beni inanılmaz mutlu ediyor” diye konuştu. Sosyal medyada paylaştığı videosunda başına gelenleri, “Hindistan, Delhi’de Chandi Chowk denilen eski bir pazardaydık. Sokak lezzetlerinden kıyafet satan dükkânlara kadar her şeyin bulunduğu bir yer orası. Meydan ve önündeki cadde inanılmaz kalabalıktı, bu nedenle şoförümüz yakınlarda değildi. Rehberimiz şoförle bir şekilde anlaşamadılar ve bize farklı bir araç getirmeye gitti. Rehberimiz bize de bu meydanda bekleyin dedi. Tabi biz beklerken etrafımızda insanların durup bakmaya başladığını fark ettik. Çok komik geldi ve daha önce de sosyal medyada gördüğümüz bir manzaraydı. Ben de hemen telefonu çıkarıp bakışlarını çektim. Sonra zaten aracımız geldi ve oradan ayrıldık” diyerek anlattı.
‘BEYAZ TENLİ İNSANLARIN ŞANS GETİRECEĞİNE İNANIYORLAR’
Videoda görünenlerin aslında göründüğü gibi olmadığını söyleyen fenomen gezgin, “O sırada videoda denk gelmemiş olsa da kadınlar daha çok yaklaşıp bakıyorlar. Çünkü orada birçok kişi gerçek hayatta beyaz tenli ve yabancı insan görmemiş. Bu yüzden onlara çok garip geliyor ve durup inceliyorlar. Rehberimize de sorduğumuzda aynısını söyledi. Kadın/erkek fark etmeksizin beyaz turist gördüklerinde durup inceliyorlar hatta beyaz tenli insanların onlara iyi şans getireceğine inanıyorlar. Paylaştığım diğer videomda da görebileceğiniz gibi yine çoğunlukta Hintli kadınlar, fotoğraf çekinmek için sıraya giriyorlar. Bence bunun en büyük sebeplerinden biri kast sisteminin ten rengine bağlı olarak oluşması” dedi.
‘İLGİ GÖRMEK İÇİN BURAYA GELMEDİM’
Özellikle yayınladığı videodan sonra tepkilerin odağı olan ve adını, Tac Mahal’in uğruna yaptırıldığı Banu Begüm’den aldığını dile getiren Dilara Begüm, “Bunun da etkisiyle Hindistan, annemle benim yıllardır hayalimdi. Ama malum kadınlar için tehlikeli bir ülke olduğundan bizim için hayal olarak kalmaya devam ediyordu. Hindistan’dan bir yerel tur firması, özel araç ile birlikte güvenlik ve rehberle ısrarla bir tur teklifinde bulundu. Hindistan ile duyduklarımızdan biraz tedirgin olduk ama hayalimizi gerçekleştirmek adına teklifi kabul ettik. Hemen uçak biletlerimizi aldık, 3-4 günde verdiğimiz bir karardı. Hindistan’a gitmemin ana nedeni, dünyanın bu büyüleyici ve tarihi zenginlikle dolu bölgesini kendi gözlerimle görmek ve bu deneyimi takipçilerimle paylaşmaktı” dedi.
Her seyahatinde, gittiği yerlerin kültürünü, insanlarını ve günlük yaşamlarını daha iyi anlamak için orada bulunduğunu söyleyen Dilara Begüm, “Hindistan, renkli kültürü ve derin tarihi ile birçok gezginin ilgisini çeken bir yer. Bu zenginliği takipçilerimle paylaşarak, onlara farklı bir bakış açısı sunmak istedim. Yani linçlerde zannedilen şekilde PR yapmak veya ilgi görmek için yapılan bir seyahat değildi. Zaten herhangi bir insanın ilgi görmek veya etkileşim uğruna bu kadar zahmet çekip başka bir ülkeye gideceğini düşünmüyorum. Bu tarz videoları erkek gezginler paylaştığında olumsuz tepkiden çok destekleyici ve eğlenceli yorumlar gelir. Ama bir kadın gezgin paylaştığında ‘Senin orada ne işin var, kadın başına gidersen başına bu gelir, iyi oldu’ gibi vb. daha kötü yorumlarla karşılaştım. Bence bizim toplumuzda bir “kadın gezgin” tanımlaması çok kabul edilebilen bir şey değil. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en yoğun hissettiğim anlara şahit oldum. 21.yüzyılda hâlâ bunlarla uğraşıyor olmamız bence çok üzücü. Ancak kadın/erkek fark etmeksizin yeni nesilden gelen akılcı yorumlar bir umut ışığı oluşturdu. Umuyorum ki ben ve diğer kadın gezginler bunu değiştireceğiz” diye konuştu.
‘REHBERİMİZ HESABI ÖDEMEDEN OTELDEN KAÇTI’
Videoyu paylaştığında amacının, Hindistan’daki garip ve komik bir anı yakalamak olduğunu söyleyen Dilara Begüm, “Ancak, bazı izleyiciler bu görüntüyü yanlış anlayarak rahatsız olmuş olabilir. Her seyahatte, anı olduğu gibi yakalamak ve kültürel farkındalık oluşturmak istiyorum. Bu videoda da, günlük yaşamın bir parçası olarak insanların tepkilerini göstermek istedim. Biz bu kadar farklı bir kültür gördüğümüz ve hayalimizi gerçekleştirdiğimiz için çok mutluyuz. Şimdi tek düşündüğüm sıradaki seyahatlerimin bana neler katacağı” ifadesini kullandı.
Hindistan’da yaşadıklarını, “Burası zaten tuhaflıklar ülkesi diyebilirim. Jaipur’da Amber Kalesi’ne fil ile çıktığımızda gerçekten büyülü bir an yaşıyorduk. Tarihin derinliklerine doğru yaptığımız bu yolculuk, adeta bir masalın parçası gibiydi. Ancak zirveye ulaştığımızda işler bir anda değişti. Fil sürücüsü, bize yol boyunca satıcılardan koruduğunu söyleyerek bahşiş istedi. Biz zaten ücretimizi ödemiştik ve bu ek talebi geri çevirdik. İşte o an, beklenmedik bir sürprizle karşılaştık. Sürücü, bizi filin üzerinde Amber Kalesi’nin avlusunda uzun bir süre bekletti. Bu olay, Hindistan’ın her köşesinin beklenmedik(!) sürprizlerle dolu olduğunu bir kez daha hatırlattı” diyerek anlatan Dilara Begüm Maraş, sözlerini şöyle noktaladı:
“Rehberimiz bizi lüks bir otele yemeğe götürdü. Bu sefer kendisi de bize katıldı. Ancak hesap geldiğinde rehberin rengi değişti. Telefonla müdürünü aradı ve acentanın yemeği karşılamayacağını öğrendik. Daha önce tüm ödemeleri yaptığımız için başka bir ödeme yapmayı reddettik. Acenta bununla da kalmayıp hava limanına transferi karşılamayacaklarını söyledi. Daha da şoke edici olan, rehberimizin hesabı ödemeden otelden kaçmasıydı. Otel yönetimi durumu çözmeye çalıştı ancak rehbere veya şirkete bir türlü ulaşılamadı. Biz ödemek zorunda kaldık. Havalimanına da taksiyle gittik. Son günümüz, unutulmaz, olaylı ve bir o kadar da trajikomik bir olay olarak hafızamıza kazındı.”
Bir yanıt bırakın