Bakan Ersoy, su altı belgesel yapımcısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Başkanı ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz ve dalış ekibiyle bir araya geldi. Kumluca açıklarında dalış yapılacak noktada bulunan teknede Öniz, batık hakkında, Ceylan ise dalış hakkında Bakan Ersoy’a brifing verdi.
Brifingin ardından dalış hazırlığı, ekipman ve güvenlik önlemleri tamamlandıktan sonra Bakan Ersoy, Ceylan, Öniz, kamera asistanı Taner Şahakalkan ve diğer dalış ekibi yeşilin, mavinin ve tarihi zenginliklerin kucaklaştığı noktaya dalış yaptı.
Bakan Ersoy, Kumluca açıklarından denizin yaklaşık 50 metre derinliğinde 3 bin 600 yıl öncesine tarihlenen batıktaki kazı çalışmalarını ve batıkta bulunan bakır külçeleri su altında inceledi.
Gemi batığındaki dalışın tamamlanmasının ardından Ersoy ve beraberindekiler, batıktan 300 metre uzaklıkta keşfedilen su altındaki lahitler üzerinde çalışma yaptı. Batık ve lahitlerin bulunduğu dalış noktaları ise önce havadan ardından özel kameralarla su altından kayıt altına alındı.
Bakan Ersoy, başarılı dalışından ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye kıyılarının kültür varlıkları arkeolojisi açısından dünyadaki en zengin hatta rakipsiz kıyılarından olduğunu söyledi.
Bunları keşfeden çok iyi bir ekip oluşmaya başladığını vurgulayan Ersoy, şunları dile getirdi:
“Özellikle Akdeniz Arkeolojisi Derneğinin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile yaptıkları ortak çalışmalar sayesinde hem bu keşiflerin sayısını arttırıyoruz hem de keşiflerden elde ettiğimiz kültür varlıklarını Antalya Kemer’de açacağımız müzeyi ve ileride değerlendirebileceğimiz envanteri de onlarla oluşturuyoruz. Özellikle derneğin çalışmalarının gemi açısından da bir faydası var. Su altı arkeolojisinde en önemli şey gemi, bu bakımdan dünyanın en büyük gemisini el birliği ile gerçekleştirmişler. Bu açıdan emeği geçen herkese, hibede bulunan bütün firmalara, dernek yöneticilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Şu anda dünyanın su altı arkeolojisinde imrenerek baktığı gemiye bizim ülkemiz sahip, dünyadaki en büyük gemi olma özelliğine sahip. Zaten birkaç tane var dünyada bu tarz gemi.”
İki farklı noktada dalış yaptıklarını anlatan Ersoy, öncelikle bakır külçelerinin bulunduğu noktaya dalış gerçekleştirdiklerini belirtti.
“SU ALTI ARKEOLOJİSİ KONUSUNDA TÜRKİYE LİDER KONUMA GELDİ”
Batık gemiden 100’e yakın bakır külçe çıkarıldığına dikkati çeken Ersoy, şöyle devam etti:
“İnşallah daha da çıkarılacak. İkinci noktada lahit batıkların olduğu bir noktaya dalış yaptık. Her boyutta lahdin olduğu bir noktaydı ve şimdiden de müjdesini vereyim, Kemer’deki Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin yatırımını hızlandıracağız. İnşallah çok kısa sürede onu da hayata geçirmeye çalışacağız. Bütün kıyı bandında bu ay itibarıyla gerekli çalışmaları başlatıyoruz. Bütün arkeolojik dalış noktalarının tespiti ile ilgili bir çalışma yapacağız Türkiye genelinde. Bu sonuçta bilimsel bir çalışma, önce bilimsel olarak onaylanması lazım. Arkeolojik noktaların, arkeolojik alanların daraltılması mümkün ama bu bilimsel bir çalışma ile yapılması gerekiyor. Biz bununla ilgili de bir bütçe ayıracağız, bu çalışmayı yapıp gerekli görülen noktalarda arkeolojik noktaların, dalış noktalarının artırılması için çalışma yapacağız. Mesela bizim de daldığımız lahitlerin olduğu batık çok rahat dalış turizmine açılabilir. Bu tarz birçok nokta var ama öncelikli olarak dalış noktalarımızın doğru şekilde tespit edilmesi lazım. Şu ana kadar tespit edilmiş su altı arkeoloji noktalarının alan daraltması ile ilgili bilimsel bir çalışma yapılması lazım, bütün bu çalışmalar yapıldıktan sonra da noktaların arttırılması mümkün. Şu anda su altı arkeolojisi konusunda Türkiye lider konuma geldi, hocalarımızın değerli katkıları, çalışmalarıyla. Bize düşen de gerekli bütçelerle bu çalışmaları desteklemek, bu liderliği pekiştirerek devam ettirmek.”
Ürün çeşitliğinin ziyaretçi çeşitliliği açısından çok önemli olduğunun altını çizen Ersoy, “Sezonun uzaması açısından da önemli çünkü onların kıyafetleri suyun altında düşük sezonda da dalmalarını mümkün hale getiriyor, kışın bile çok rahat bir şekilde dalış yapabiliyorlar. O yüzden Türkiye’nin elindeki böyle bir potansiyeli değerlendirmesi gerekiyor. Şu anda önceliğimiz haritaları çıkarmak ama bir noktaya gelindi bundan sonra da dediğim gibi dalış noktalarının sayısını artırarak turizme de kazandırmak için gerekli çalışmaları yapacağız.” diye konuştu.
“ALTERNATİF TURİZM ÇEŞİTLENMESİ ÜLKEMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Su altı belgesel yapımcısı Ceylan da ilk dalışı dünyanın en eski ticaret gemisi batığının olduğu noktaya yaptıklarını anlattı.
Bakan Ersoy’un bu dalışta bakır külçeleri yakından inceleme imkanı bulduğunu dile getiren Ceylan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İkinci dalış noktamız ise gemi batığına 300 metre mesafedeki bir nokta. Orada da suyun altında lahitler var. İlginç olan bu lahitler de boy boy, diyelim ki büyük insanlar için büyük lahitler, küçük olanlar için küçük lahitler var. Bu lahitlere de Bakan Bey ile dalış yaptık ve bu noktalarda çekimler yaptık. Ülkemizde dalış turizminin önemini, dalışa yasak olan noktaları dile getirdik. Sonuçta alternatif turizmin çeşitlenmesi ülkemiz için çok önemli. Kültürel varlıklar açısından Türkiye dünyanın bir numarası ama dalış turizmi açısından yeterince payını aldığı söylenemez. Dolayısıyla Bakan Bey’in böyle bir konuya dahil olması son derece güzel bir şey. İnşallah önümüzdeki günlerde bu kültürel dalış turizminin de yayılması ve açılmasına Bakan Bey’in büyük bir katkısı olacaktır.”
Bir yanıt bırakın