Bir sene evvel bu hafta aramızdan ayrıldı efsane… Kolay değil onu unutmak… Onu ve Trabzonspor için yaptıklarını unutturmamak, yılda bir kez de olsa hatırlatmak asli görevlerimizden biridir, bu köşenin yazarı olarak…
Buyurun bir kez daha hatırlayalım Ahmet Suat Özyazıcı’nın Trabzonspor için neler yaptığını…
**
27 Mayıs 1972 günü, Ankara’dan “Trabzonspor, PTT’ye 1-0 mağlup oldu” haberi duman gibi yayılmıştı köyümüzde, beldemizde, ilçemizde ve de ilimizde… Büyüklerimizden biri söylemişti, ağlamaklı durumda.
Acı haber tez yayılır derler! Birkaç saat içinde herkesin morali yerle bir, kimse kimseyle konuşmuyor. İlkokul çağımda benim de kendimi boğulacak gibi hissettiğim gün, dün gibi aklımdadır!
Bizde hal böyle iken camianın neler yaşadığını, neler hissettiğini tahmin etmek o kadar güç olmasa gerek.
**
Her anlamda büyük bir yıkımdı camia için Trabzonspor’un 1. Lig’in kapısından dönmesi.
Zor bir sürece giriliyordu, girilecekti ki…
“Camiaya sabırlı olunması, sakin kalınması, moral bozmadan, takımı bozmadan güçlenerek devam edilmesi gerektiğini” söyleyenlerin başında Ahmet Suat Özyazıcı hocanın geldiğini yıllar sonra öğrendik.
**
Ve…
Bir yıl evvel kapısından dönülen şampiyonluk, bir yıl sonra Trabzonspor’un kapısını kırarak içeriye girdi!
Bir yıl evvel morali yerle bir olanlar, yıllar sonra iyi ki o sene Ankara’da şampiyon olmadık diyeceklerini, o denli sevineceklerini nereden bileceklerdi!
Camiaya sakin olunması, panik yapılmaması gerektiğini söyleyen adam Trabzonspor’u uçurmaya başlamıştı. Çalışacak yeterli idman sahası olmamasına, koşular bazen kumda bazen asfaltta bazen beton zeminde yapılmasına rağmen.
Ahmet Suat hocanın en büyük gücü; oyuncularına sevgi ile yaklaşması, sıkıca kucaklamasıydı.
**
Trabzonspor fırtına olup esmeye, şimşek olup gürlemeye, ses getirmeye başlamıştı!
Radyolardan ‘Mikrofonlarımız Avni Aker’de’ anonsu duyulduğunda herkes bordo-mavili takımın gol attığını tahmin ediyordu artık. Rakip takımların korner kullandığında sevindiği yıllardı.
Radyolardan gelen tribün uğultusu çocuklar için ninni, büyükler için dünyanın en güzel şarkısı idi.
Sezon sonu gazetelerin baş sayfasında taraflı tarafsız herkes ‘şampiyon Trabzonspor’ haberlerini aynı aylarda görmeye alışmış, hatta ezberlemişti.
**
Trabzonsporluların şampiyonluklara alıştığı kadar sezon sonlarında Ahmet Suat Özyazıcı’nın görevi bırakmasına da alışmıştı. Gelenek haline gelmişti nöbet değişimleri; ‘Özyazıcı ayrıldı, Sümer geldi… Sümer ayrıldı, Özyazıcı geldi’
Paylaşmayı, bölüşmeyi severdi efsane. Oysa günümüzde birçok teknik adam meslektaşının açığını bekler, görevinden olması için fırsat kollar.
Sorarız; kaç teknik adam şampiyon olduğu sezon sonu affını isteyerek, yerine başkasının getirilmesini ister? Dememiz o, Ahmet Suat Özyazıcı’nın yaptığını kimse yapmaz, yapamaz, elde ettiği başarıları yapamayacağı gibi… Benzer cümleleri Özkan Sümer için de söylemeliyiz; o da şampiyonluklar sonrası görevi devretmiştir.
**
Trabzonspor’un 2021-2022 Yılındaki şampiyonluğuna da dokundu Trabzonspor’un gelmiş geçmiş en büyük teknik direktörü Ahmet Suat Özyazıcı. Zira Abdullah Avcı, o’ndan ilham almış; şapka sinerjisini başlatarak, 1970-1980 ruhunu geri çağırarak…
**
Bugün dünyanın birçok yerinde 10 milyon Trabzonsporlu yaşıyorsa, onların Trabzonsporlu olmasında büyük pay sahibidir Ahmet Suat Özyazıcı. Her babayiğidin harcı değildir sıfırdan başlayıp 4’ü Süper Lig şampiyonluğu olmak üzere toplam 18 kupa. Futbol tabiriyle hem eze eze hem vura vura!
O’nu çok özlüyoruz ama asla unutmayacağız. Yaşattığın tüm güzellikler, tattırdığın tüm mutluluklar için sonsuz teşekkür efsane. Ruhun şad, mekânın cennet olsun.
Bir yanıt bırakın