Mazereti yok bunun!

Futbolda her türlü sonuç var… Lakin, nefes nefese şampiyonluk mücadelesinde rakibinin kazanıp lider olduğu hafta Fenerbahçe’nin Kadıköy’de ligin mütevazı takımlarından Alanyaspor’a iki puan ikram etmesinin lügat karşılığı, “skandal”!..
Sahi, yeri mi dardı Fenerbahçe’nin yeni mi?.. Mazeret neydi? Saha, seyirci, hakem hepsi dört dörtlüktü, sadece takım ve teknik heyet döküldü.İşin kötüsü artık deşifre olan Fenerbahçe “çözümü” şimdi tüm rakiplerin elinde var. Çok zor bundan sonra Fenerbahçe’nin zirveye dönüşü.
Maçın başından sonuna kadar sahada futbol oynamayıp sadece hücum eden bir Fenerbahçe ve tam da Fatih Tekke’nin tarif ettiği gibi önde baskı yapıp Fenerbahçe forvetlerini savunmasından uzak tutmaya çalışan, merkezi kapatan, kanat toplarıyla rakibi geri koşturan Alanyaspor vardı.
Fenerbahçe 90 dakika boyunca savunmasında geçiş problemleri, kanatlarda sıkıntı yaşadı rakibin bu basit taktiği karşısında. Ve ne sahadaki “sönük” yıldızlar ne de kulübedeki beyinler çare üretebildi.
Yıkılışın işareti; Alanyaspor’u 12. dakikada öne geçirip devreyi önde tamamlatan golün Fenerbahçe’nin en iyi adamı Ferdi’nin üst üste iki hatasından doğmasıydı!
Henüz ilk yarıda Cengiz’in ikinci sarı ile takımı on kişi bırakması işten bile değildi mesela. Tadic, destek ayağı yerdeyken Richard’ın ayağına bastığı için sarı değil kırmızı da görebilir ve beraberlik bile imkansız hale gelebilirdi.İkinci yarı başlarken kırmızı adayı Cengiz’in yerine İrfan Can’ı alan İsmail Kartal, tek dokunuşla takımı kurtardığını sandı. Sıfır katkılı Szymanski yerine Batshuayi’yi almayı düşünmedi bile. Son 20’de skor 2-2 olduğunda İsmail’in yerine alacaktı Batshuayi’yi.
Tadic’in attığı penaltı golü ardından Mert’in ortası Dzeko’yu beş maç sonra “golsüzlükten” kurtaran asistti ama bu gol Dzeko’nun kaçırdıklarının “zekatı” olur ancak.
Zaten Fenerbahçe’nin galip dakikaları çok sürmedi ve Augusto, dizili durup hamlesiz kalan Fenerbahçe stoperleri önünden Livakoviç’i ikinci kez avladı. Daha kaç stoper lazım bu takıma?
Gerisi Alanya kalesi önünde sonuçsuz emekler ve Kadıköy’de tükenip bitmese de fena halde yıpranan ümitler. Geçmiş olsun Fener!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*