Şenol Güneş yönetimindeki Beşiktaş, Trendyol Süper Lig’in 6’ncı haftasında Kayserispor’la karşı karşıya geldi. Siyah-beyazlılar, 1-0 geriye düştüğü maçta sahadan 2-1’lik skorla galip ayrıldı. 3 puan hasretine son veren siyah-beyazlıların performansını spor yazarları değerlendirdi.
Milliyet Gazetesi’nin duayen isimlerinden Bilal Meşe, Beşiktaş’ın galibiyeti sonrası çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Attila Gökçe de 2 gollü zaferin ardından dikkat çeken ifadeler kullandı.
İşte Beşiktaş – Kayserispor karşılaşması sonrası yapılan değerlendirmeler…
NE DEDİN ŞENOL HOCAM? / ATTİLA GÖKÇE
Beşiktaş, yenilmez takım Kayserispor’u geriye düştüğü maçı önde bitirerek puansız gönderdi. İlk yarıda durağan ve etkisiz oynayan takım, gerçek futbolu ikinci yarıda oynadı ve kazandı. İlk yarıyı izleyenler heyecansız, pozisyonsuz, golsüz oyuna tanık oldular. Böyle bir oyunu izlemek için evden çıkıp trafiği aşarak para ödeyerek tribünde oturmaya değer mi?
Beşiktaşlı futbolcuların, Şenol Hoca’nın ve yönetimin üzerinde durması, yaratıcı çözümler bulması gereken bir durum. Bu durum 45 dakika da sürse korkarım, Beşiktaş sezon yoğunluğu içinde sıkıntılı günler geçirecek.
Topla oynayan Beşiktaş (67/33) 10 kez hücum edip 3 isabetli şut atabilen Beşiktaş. Peki sonra? Hiç bir şekilde etkin olamayan bir ekip var karşımızda.
Oxlade Chamberlain’in, Ghezzal’ın, Cenk’in sahaya çıktığı, taraftarda ve futbolseverlerde gol beklentisi yarattığı bir maç böyle başlamamalıydı.
Chamberlain’i izledim. İlk yarıda topla orta alandan koparak ok gibi hızla derin bir hücum denemesine girişmesi keyif vericiydi. Ancak devamı gelmedi. Sol tarafta Masuaku’nun bindirmeleriyle hareketlenen oyunda adeta gizlendiğini düşündüm. Yine de ceza alanına girip kör bir şut denemesiyle Bilal’i yokladığını söylemeliyim. Yemedi Bilal. Ama ikinci yarıdaki Ox topunu geri çeviremedi.
İkinci yarıda, Kayserispor daha rahat girdi oyuna. 47’de Julian’ın arka direk dibinde gördüğü Mame Thiam golü atıverdi kafayla.
Bu gol sanırım uyandırmaya yetti Kartal’ı. Daha çabuk oynamaya, oyunu açmaya çalıştılar. O gayretler de karşılığını buldu. Önce Aboubakar’ın kafa golü, ardından ilk yarıda saklanan Chamberlain’in rakip kale önünde dönerek attığı şutla gelen üstünlük, Dolmabahçe’de sıkılanları neşeye ve coşkuya taşıdı. Futbol böylesine anlık olaylarla değişkenlik yaratan bir oyun… Hayatın başka alanlarında sıkıntıdan keyfe, endişeden neşeye, kuşkudan şarkıya bu kadar çabuk dönülebilir mi? Hayır. (O halde kardeş, oyuna zaman ayır! :-))
2-1 netameli bir skor… Gerideki takıma enerji veren, denkliği bulma motivasyonu ile oyunu elektriklendiren durum söz konusu. Kayserispor geri düştükten sonra Beşiktaş’ı rahatsız eden ataklar denedi. Aradığı golü bulamadı.
Kayserispor, Recep Uçar hoca ile Çağdaş Atan’ın yenilikçi hamlelerini sürdürüyor. Altıncı haftada ilk kez yenildiler. Ama bu sonuçta karamsarlığa yer yok. Kayserispor sezonu rahat taşıyacak. Kim bilir, ZTK’yı da dikkate alırsak, belki fazlasını da yapabilir.
Bitirirken iki not daha: Tamam, üçlü oynamasını anlıyorum da, Şenol Hoca acaba devre arasında neler söyledi? O statik takım daha yaratıcı, daha derin oyunla nasıl kendine döndü? İkincisi, Avrupa dönüşünde Beşiktaş’ı pazartesi değil, 1 gün önce oynatmak, erteleme maçını çarşambaya koymak ne kadar doğru? Şenol Hoca’nın yakınması boşuna değil. TFF açıklama yapmalı.
BİR GOL YEMEDEN VİTES ARTIRAMIYOR / BİLAL MEŞE
En ufak kötü gidişatta, her ne işse faturayı hopp teknik adama çıkarırız, alışmışız! Ya oyuncu tercihlerini ya da tabeladaki skora bakarız, gerçekleri unuturuz! Bu oyunun asıl aktörlerini adeta sümen altı ederiz! Hiçbir teknik adam bindiği dalı kesmez, hele Güneş gibi bir tecrübe aslaaa! Beşiktaş formasının ağırlığı var, onu taşımak mangal gibi yürek ve de yetenek ister. O formanın içine giriyorsanız, varınızı yoğunuzu ortaya koyacaksınız, lamı cimi yok arkadaş! Paralarınızı tıkır tıkır alıyorsunuz, bir eliniz yağda, bir eliniz balda, daha ne istiyorsunuz?
Bu oyunda işler ters gitmeye görsün, Trabzon yenilgisinin esintileri hala Beşiktaş’ta sürüyor, üzüntüleri yüzlerine yansıyor, atamamışlar üzerlerinden! Kayseri çantada keklik değil, bunu ilk yarıda gördük. Efendim topla oynama yüzdesi Kartal’dan yana ama topla oynasan ne olur, oynamasan ne olur, istersen al evine götür, pozisyon üretimine yansımıyorsa ne anlamı var ki! Koca ilk yarıda Ghezzal ve Chamberlain’in kaleyi bulan şutları var, hepsi o kadar!
Bir duran top, arka direkte Mane, kafayla tamamladı, üstelik dakika 47! Bu gol Kartal’da tokat etkisi yaptı, gerçek kimliğine büründü, Kayseri’ye adeta nefes aldırmadı. Kartal’ın aklı başına geldi, önce Aboubakar, ardından da maç süresince deneyen Chamberlain Kartal’ı ipten aldı! Ahh kaptan Cenk ahhh, at o golü, hem sen, hem de takım rahatlasın, tek farklı galibiyetler sıkıntılıdır, biliyorsun.
Ve Beşiktaş, ikinci yarıdaki baskılı oyunuyla, bence çok önemli bir galibiyet aldı. Trabzonspor yenilgisi ile şoka giren Kartal, öyle veya böyle üç puana kanat çırparken, benzetme yerindeyse, komadan çıktı, Kayserispor’a da ilk yenilgisini tattırdı.
Bir yanıt bırakın