Şenol Güneş yönetimindeki Beşiktaş, Trendyol Süper Lig’in ilk haftasında Fatih Karagümrük deplasmanından 1-0’lık skorla galip ayrıldı. Beşiktaş’ın 3 puanla sezona başladığı müsabakayı spor yazarları kaleme aldı. Milliyet Gazetesi’nin usta kalemlerinden Attila Gökçe, Vincent Aboubakar’a uyarıda bulundu.
İşte Fatih Karagümrük – Beşiktaş maçı sonrası yapılan değerlendirmeler…
ÇİLİNGİRİN ADI GEDSON / BİLAL MEŞE
Başlangıçlar hep sıkıntılı olur. Tadı-tuzu olmaz, futbol adına da pek keyif alamazsınız.
Konferans Ligi’ndeki temsilcimiz Beşiktaş, bu kulvardaki arzulu-iştahlı, akıcı futbolunun çok uzağındaydı Karagümrük maçının ilk yarısında. Bunun da temelinde, rakibin kontrollü ve alan daraltan oyun anlayışının yanı sıra, adam markajını öne çıkarmasıydı. Beşiktaş’ta ise, Karagümrük’ü üzerine çekip, savunmadan oyun kurma isteği, bu yarıda pek başarılı olamadı.
Kartal, rakibin kalabalık savunma anlayışına son vermek için her yolu denedi, paslarla üçüncü bölgeye inmek istedi. İstedi istemesine de, gelin görün ki bırakın pozisyon üretmeyi, duvara çarpıp, geri döndüler! Yani rakibin kilidini açacak ne çilingir, ne de Aboubakar’a asist yapacak, kimsecikler yoktu!
Düşünün, koskoca ilk 45 dakikada dişe dokunur tek pozisyon Aboubakar’dan geldi. Tecrübeli futbolcu soldan indi, ceza alanına girdi, çizgiye yakın yerden aşırtmak istedi, kaleci topu kontrol etti. Muleka’nın da şutları yok değildi, ancak kaleyi bulamadı.
Karagümrük’ün de çok başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Sadece takım savunmasını başarıyla yaptı. Pozisyon mu? Nerdeee, bir-iki cılız şut, hepsi o kadar!
Bir ilk yarıya bakın, bir de ikinci devreye… Vitesi yükselten Kartal, hem o baş döndüren pas trafiğini yakaladı hem de oyunu tamamen rakip alana yıkarken, pozisyon üretimleri de arka arkaya geldi. Nitekim 48’de penaltı geldi. Rayyan, ceza alanına topla giren Aboubakar’ı indirdi, karar penaltı. Atışı tecrübeli golcü kullandı, gelin görün ki, Arjantinli file bekçisi Dituro gole izin vermedi. Bu penaltı, rakibin savunma anlayışını ortadan kaldırabilecek en büyük fırsattı bence.
Kartal’ın bu baskısı kuşkusuz pozisyon üretimine olumlu yansımalar yaptı. 60’da Onur çaprazdan sert vurdu, Dituro tokatladı, top yan direkten geri döndü.
Güneş, baktı olmuyor, Muleka’yı 62’de oyundan aldı, Rebic’i sahaya sürdü. Rebic, solda kazandığı topu 66’da Masuaku’ya kazandırdı, tecrübeli sol açık ceza alanına kesti, Aboubakar yükseldi, kafayı çaktı. Kaleci kıpırdayamadı, top yan direkten ikinci kez geri döndü. Güneş baktı olmuyor, elinin altındaki Rebiç’in yanı sıra golcü Semih’i de sahaya sürdü.
Kartal’da çilingir bu kez orta sahadan çıktı. 85’de Masuaku soldan arka direğe kesti, Onur kafayla indirdi, Gedson, gelişine yerden sert vurdu, Dituro’nun yapacağı bir şey yoktu, top uzak köşeden içeri girdi.
Güneş, golden sonra, bu kez savunmayı sağlama almak düşüncesiyle, Amartey ve Onana’yı 88’de sahaya sürdü, olası puan kaybına set çekmek istedi. Doğru da yaptı.
Eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz; Beşiktaş, ikinci yarıdaki futboluyla galibiyeti anasının ak sütü gibi hak etti, sezona da üç puanla başlangıç yaptı.
ÇIRPINAN KARTAL / ATTİLA GÖKÇE
Heyacansız, soğuk, soluk, renksiz ve keyifsiz bir maç izledik. Karagümrük de Başiktaş da bu durgun akan maçı hareketlendirmek için ancak ikinci yarıda bir şeyler yaptılar… Bir sürü hata yaparak… Seyredene küçük dilini yutturdular.
Beşiktaş’ın ilk yarıdaki durgun, statik oyunu, bireysel performans düşüklüklerini de hesaba katarsanız “eskimiş” bir takımın yorgunluğuydu sanki… Süper Ligin öteki takımlarında gördüğümüz transfer yağmurunun yıldızları elbette Beşiktaş şovunda yer ve rol almıyordu. Beşiktaş kontrollü gittiği transferde yedek kulübesine ancak Rebic’i yetiştirebilmişti. O da 61’de oyuna girdi, bir iki güzellikle Onur’u gol poziyonuna soktu ama kalede Arjantin’den gelen Dituro vardı.
Günün anlam ve önemini anlatmak için en iyisi Aboubakar’ın penaltı atışını göstermek olur. Aboubakar dün topa hızlanıp kararlı, cetvel çizgisi gibi keskin bir vuruşla golü atardı. Dün öyle yapmadı. Gözümüzün Burak Yılmaz’dan alıştığı stop yaparak bir adım durup kaleciyi de hatalı çıkışa yönlendirerek topa vurmayı denedi. Ama Dituro yemedi. Kısa yoldan söyleyeceğim şudur; bu stoplu penaltıyı atmak herkesin işi değil… Sen kendi yolundan ayrılma Aboubakar…
Beşiktaş evet her şeye rağmen arayan, galibiyeti isteyen, deneyen ve çalışan takımdı ama ilk yarıda yavaş tempo ile baştan oyunun havasını bozdular. İkinci yarıda giderek yoğunlaşan bir depresyon haline kaptırdılar kendilerini… “Ya kazanamazsak, ya kaybedersek” telaşı evet, biraz uyuşukluğu giderdi. Penaltı kaçtı, iki top direkten döndü. Kanat çırpmaya başladı Kartal, oyunuyla yükseldi. Ne varki, hem Karagümrük takımca hem de kaleci Dituro eldiven aşkıyla Beşiktaş’ın gol arayışlarını engellediler. Penaltıdan başka inanılmaz goller de kaçtı. Günün en talihsiz adamı Aboubakar’dı. En çalışkan oyunculardan biri Gedson Fernandes’di ve emeğinin karşılığını aldı. Rebic’in yarattığı pozisyonda kale ağzından Onur’un geriye attığı derin kafa pasını yakalayıp herkesi rahatlatacak o harika golü attı. Teknik beceri ve vuruş güzelliği için yazmıyorum… Böyle bir maçta kaleye top değil çöp atsanız bile harika olurdu.
Neyse, geçmiş olsun Beşiktaş… Yeni transferlerin hayırlı olsun…Stadın coşku ve gürültüyle dolsun. Dün gördük boş statta neler olduğunu!
Bir yanıt bırakın