Yeniden Refah Partisi lideri ve İstanbul Milletvekili Fatih Erbakan, İstanbul Sultangazi İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen programda yerel basın ve STK temsilcileriyle bir araya geldi. Erbakan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde paylaşımda, yönetimde ve yargıda adaletin tesis edilmesi için mücadele edeceklerini belirterek, “Milli Görüşün temeli, kökeni adalete dayanır. Bizim inancımızın temeli adalete dayalı. Kamuda görevlendirmelerde, atamalarda akrabalık, yandaşlık, hemşerilik, torpil yerine ehliyet, liyakat ve adaletin hâkim olması için mücadele edeceğiz” diye konuştu.
‘BU İŞLER PARA İŞİ DEĞİL GÖNÜL İŞİDİR’
‘Seçimin galibi Cumhur İttifakı ile açık ve net olarak Yeniden Refah Partisi olmuştur’ diyen Erbakan, şunları söyledi: “Bu sonuç teşkilatlarımızın gayreti, Erbakan Hocamızın yaptığı çalışmaların bereketi ve milletimizin kalbindeki yeri ile elde edilmiş bir sonuçtur. 5 milletvekilimiz de başka partilerin listesinden oyuyla alınmış milletvekili değil ve bu nedenle de Yeniden Refah Partimiz büyük bir başarı göstermiştir. Kendi seçmenimiz, kendi alın terimiz, kendi alın terimiz ile girdiğimiz bir seçimde bu milletvekillerini çıkarmaya hak kazandık. Havası ve parası bol olan, balon gibi şişirilmiş birtakım partilerin bu seçimde almış oldukları sonuç, neredeyse sıfıra yakın oylarının olduğunun ortaya çıkması, bir tabela partisi haline gelmeleri son derece dikkat çekicidir. Yeniden Refah Partisi’nin tüm imkansızlıklara rağmen aldığı sonuç da göz önünde bulundurulduğunda bu işler para işi değil gönül işi olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.”
‘ASGARİ ÜCRET EN AZ 15 BİN LİRA OLMALI’
Erbakan, asgari ücrete yapılacak ara zam oranını belirlemek için başlayan görüşmelere ilişkin, “Asgari ücretin işverene de destek verilecek şekilde 15 bin lira olması gerekir. 54’üncü hükümette Erbakan Hocamızın vermiş olduğu zam maaş zamları hiçbir dönemde verilmemiştir. O dönemde dar gelirlinin yüzü güldü, refah seviyesi arttı. Cebine para giren milyonlarca insan çarşıya pazara koştu. Esnafın da yüzü güldü. Satışlar artınca üreticinin de işi arttı. Bütün bir ekonominin çarkları dönmeye başladı. Büyük bir bolluk ve bereket dönemi yaşandı. Dolayısıyla millete imkân verilirken bundan çekinilmemesi lazım. Açlık sınırının 10 bin liranın üzerinde, yoksulluk sınırının 30 bin lira seviyesinde olduğu bir ülkede asgari ücretin seçimlerden önce 14 bin 750 lira seviyesinde olması gerektiğini ifade etmiştik. Hem büyümeden asgari ücretliye pay verilmesi hem de enflasyona karşı asgari ücretlinin ezdirilmemesi, hem de Avrupa Birliği ülkelerindeki asgari ücretin artış trendine uygun bir zam verilmesi bu 3 kriter göz önüne alındığında 15 bin lira civarında bir asgari ücret olması gerektiğini ifade ediyoruz. Tabii işverenlere de devletin ayrıca destek olması lazım. Vergilerle ilgili düzenlemeler yapılması, üretimde kullanılan enerjiden vergi almayarak, çeşitli teşviklerle, faizsiz uygun ödemeli kredilerle ve hatta geri ödemesiz hibelerle, işvereni de, sanayiciyi de, üreticiyi de devletin desteklemesi ama bir yandan da milyonlarca asgari ücretliyi; çoluğu ile çocuğu ile insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşaması için bu maaşın verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Biz de 8 milyona yakın asgari ücretlimiz adına memnun oluruz” dedi.
Bir yanıt bırakın